Sonunda, teknoloji, Lucas'ın ünlü bilim kurgu destanı için
yaratıcı vizyonuna yetişmeye başladı. ILM'nin Jurassic Park
(1993) filminde, dinozorları korkunç bir şekilde hayata
geçirmek için yapılan çalışmaları görmüştü. Teknolojideki
ilerlemeler, Lucas'ı Star Wars'a geri dönmenin zamanı
geldiğine ikna etti.
Lucas, üç yeni prequel'in geliştirilmesine başladı —
başlangıçta tehditkar Darth Vader'ı masum, yetenekli bir genç
çocuk olarak tanıttı. Serinin ilk filmi olan Star Wars:
Episode I — The Phantom Menace, 1999'un ilkbaharında büyük
beklentilerle ve eşi benzeri görülmemiş bir hype ile vizyona
girdi. Filme verilen tepki karışıktı. Bazı eleştirmenler ve
Star Wars hayranları karakterleri çocukça ve ırksal
stereotiplere dayalı buldular. Diğerleri, hikayenin dramatik
derinlikten yoksun olduğunu düşündü. Ancak kimse, Lucas’ın
teknolojik açıdan ustaca yaratımlarının büyülü kalitesine
itiraz edemezdi.
Lucas, son yaratımını savunarak, The Phantom Menace'ın bir
çocuk filmi olduğunu ileri sürdü, zira tüm Star Wars filmleri,
Amerikan halkı üzerinde kült benzeri bir çekicilik oluşturana
kadar çocuklar için yapılmıştı. Ancak, filmin 2001'de DVD'ye
çıkan özel arka planda çekilen belgeselinde, yönetmenin tam
olarak tatmin olmadığı bir hikaye ortaya çıktı. Bir noktada
filmi ham kurgusu izlerken, Lucas şöyle diyor: "Biraz dağınık.
İnsanları sarsma açısından cesur. Bazı yerlerde fazla mı
gitmişim diye düşünüyorum."
İkinci film olan Episode II—Attack of the Clones, 12 Mayıs
2002'de Tribeca Film Festivali'nde prömiyer yaptı. Üçüncü
bölüm olan Revenge of the Sith ise Mayıs 2005'te vizyona
girdi.